Merhaba,
Size bu satırları Rotterdam’dan yazıyorum.
Geldik bu ayki ikinci mektubumuza. 1940 yılının Mayıs ayı, bu şehrin hafızasında önemli bir yer tutuyor. Hollanda, II. Dünya Savaşı’nda Alman güçleri tarafından işgal ediliyor. Bu işgal sırasında Alman Hava Kuvvetleri, 14 Mayıs 1940 tarihinde şehre sadece 15 dakika süren bir hava saldırısı düzenliyor. Ancak bu kısa süre, şehrin kalbini yok etmeye yetiyor. Bombalar ve yangınlar sonucunda binlerce bina yıkılıyor, 80 binden fazla kişi evsiz kalıyor. Rotterdam, adeta merkezsiz bir şehre dönüşüyor. Bugün, Denizcilik Müzesi ile Ticaret Odası arasında yer alan Plein 1940 Meydanı'ndaki Stad Zonder Hart (Kalpsiz Şehir) anıtı, işte bu acı gerçeğin izini taşıyor.

Yangının İzleri: Brandgrens
Rotterdam’ın tarihindeki bu önemli olay, aynı zamanda şehrin dünyanın en şaşırtıcı kentlerinden biri olarak inanılmaz bir hızla yükselmesine sebep oluyor. Saldırıdan sonra Rotterdam'la ilgili radikal bir karar alınıyor: Laurenskerk Kilisesi, De Noord Değirmeni, Beurs Ticaret Merkezi, Belediye Binası ve eski postane haricindeki tüm merkez yıkılıyor. Yıkım, savaş öncesi Rotterdam'ın sorunlarını giderme fırsatı olarak görülüyor. Nostaljik bir yeniden inşa yerine, modern bir şehir yaratılması hedefleniyor. Rotterdam’ın, Gouda’ya kadar uzanan küllerinden yeniden doğduğu söylenir. Ve tesadüf değildir ki bu şehir, Hollandalılar arasında “yapabilirim” zihniyetine sahip insanların şehri olarak da anılır.
Rotterdam’da neredeyse altıncı ayım. Mimari bir deney sahası olduğunu söyleyebileceğimiz, her sokağıyla zihnimi açan şehir, Hollanda’nın kalanına pek benzemiyor. Ancak dikkatli bakıldığında, “yapabilirim” zihniyetinin izlerini bugün bile görebilirsiniz. Örneğin, kaldırımlarda daire içine alınmış yeşil ve kırmızı ışıkların içinde yanan bir alev görürseniz, Brandgrens (Yangın Sınırı) tasarımının bir parçasına rastladınız demektir. Bu proje, bombardımanda yok olan bölgeleri bugün kalıcı şekilde işaretlemeyi amaçlıyor. Saldırıdan 70 yıl sonra tamamlanan bu ışıklı hat, kamusal belleğin bir parçası olarak şehrin sokaklarında sizi takip ediyor. Rotterdam Yangın Sınırı boyunca yürümek isterseniz, İngilizce haritasına buradan ulaşabilirsiniz.
Şiirle Bombalanan Bir Gün
Bu mektupta anlatacağım hikâye ise, 14 Mayıs’ın bu yılki anma töreniyle ilgili. Rotterdam bombardımanının 85. yıl dönümünde, bu kez şehir şiirle bombalandı.
Bombing of Poems reklamlarını birkaç haftadır etrafta görüyordum. 14 Mayıs akşamüstü gökyüzüne baka baka, şehrin merkezine doğru yürüdüm ve Binnenrotte’ye vardığımda, kendim gibi göğe bakan pek çok insan buldum. Hepimiz olacakları merakla bekliyorduk. Gün batımına doğru gökyüzünde bir helikopter belirdi. Helikopterin alçalarak üzerimizden geçmesiyle, ince uzun kitap ayracına benzer kağıtlar gökyüzünden yağmaya başladı. Yere ulaşan ilk kâğıdın yarattığı heyecan dalga dalga hepimize yayıldı. Şiirleri yere düşmeden yakalamak için koşuyor, zıplıyor, kahkahalarla gülüyorduk. Yakalanan şiirlerin kimisini cebimize koyup hatıra olarak sakladık, kimisini de dönüp birbirimize hediye ettik.
Bir zamanlar bombalarla darmaduman edilmiş bir şehrin sakinlerinin üzerine şiirler yağdırmak, gördüğüm en güzel direniş örneklerinden biri. Geçmişin yıkım ve bombalarının karanlığının yerini havada süzülen şiirler ve en azından bir günlüğüne, savaşların bir gün biteceği umudu aldı.
106.000 şiir dağıtılmış o gün. Poetry International tarafından organize edilen bu etkinlik, daha önce Varşova, Londra ve Madrid gibi bombardıman altında kalmış şehirlerde de gerçekleştirilmiş. Şili kökenli bu projede, Felemenkçe ve İspanyolca şiirler bir araya getirilmiş. Ben üç tanesini kendim yakaladım; birkaçını da orada tanıştığım bir kadın hediye etti.
Bombing of Poems'in tasarımsal dili, ince kitap ayracı şeklindeki şiir kâğıtları ve her birinin Rotterdam Müzesi'ne ücretsiz giriş bileti sunması, bu etkinliği daha da anlamlı kılıyor. Bu vesileyle Poetry International ile tanıştığım için de mutluyum. Rotterdam’a yakın olanlara da duyurmuş olayım: 12–15 Haziran 2025 tarihlerinde şehrimizde 55. Poetry International Festivali gerçekleşecek.
Sizce bir şehir kendini şiirle iyileştirebilir mi? Siz hiç gökyüzünden düşen bir şiir yakaladınız mı? Diyelim ki yakaladınız ve bu şiiri birine göndermek istediniz. Buyrun bu mektup sizler için. Posta kutunuza düşen bu mektubu işaretiniz sayın. Mektuplar ve şiirler dünyayı dolaşsın diye bu mektubu başkalarıyla da paylaşın.
Ve bir gün Rotterdam’a yolunuz düşerse Brandgrens’in ışıklarını takip edin. Kalpsiz şehrimizin göğünden düşen bu şiirler de yoldaşınız olsun.
Bir sonraki mektupta görüşmek üzere.
Özge K.
Rotterdam, Hollanda