100 kişiyle aynı masada
Bir büyük teşekkür!
Sevgili okur,
Bu satırları yazarken mektup arkadaşlığımız tam 102 kişiye ulaştı. Biliyorum, sosyal medya ölçütleriyle bu küçük bir sayı. Ama bir masada birlikte oturuyormuşuz gibi düşündüğümde, yazdıklarımı dinlemeye yüz kişinin gelmiş olması muhteşem bir şey. Teşekkür ederim!
İlk mektubu yayımladığımda ne hissettiğimi hâlâ hatırlıyorum: Sesim birinin iç sesiyle buluşacak mı? Şimdi bakıyorum da, bazılarınız mektuplara cevap veriyor, bazılarınız okuduğunu sessizce belli ediyor. Her bir iz, bu yolculukta yalnız olmadığımı gösteriyor. Bunun için de teşekkür ederim.
Bu mektuplar, seyahat blogu olarak doğan ancak yıllar içerisinde bir kişisel düşünce arşivine dönüşen “Başka Bir Yerdeyim” adlı web sitemin ruhunu taşıyor. Site artık yayında değil ama yol boyunca biriktirdiğim hikâyeleri paylaşma isteğim beni terk etmedi. Seyahatlerimi yazarken fark ediyorum ki, hangi kafeye gittiğimi, nerede kaç gün kaldığımı paylaşmak ilgimi çekmiyor. Yazmak istediğim, Antep’in kutnu kültürünü yaşatmaya çalışan bir amcanın hikâyesi, Himalayalar’da bir mısır tarlasından geçerken aklıma düşen eski bir kitap, beni taa Hollanda’ya sürükleyen kariyer değiştirme yolculuğum… Anlatmayı anlamlı bulduğum, başka memleketleri barındıran bu karşılaşmalar, olaylar. Substack’i de bunun için açtım. Yazmayı, düşünmeyi, yavaşlamayı ve anlamaya çalışmayı sevenlerle bir arada olmak için.
Bir tasarımcı, yazar ve gezgin olarak yaratıcı süreçlerimi, gözlem ve duygularımı bu zeminde paylaşmayı desteğinizle sürekli kılmak istiyorum. Seyahatlerim, okuduğum kitaplar ve yazarken düşündüğüm her şey bu yazıların ham maddesi olacak.
Bu noktada bir şeyi merak ediyorum: Sizi buraya ne getirdi? Bu mektuplarda size en çok ne hitap ediyor? Dilerseniz aşağıya bir yorum bırakın veya bu maili yanıtlayarak bana yazın. Yanıtlarınız bu yolculuğu şekillendirmeme yardımcı olur.
Ayrıca bu mektuplara başkalarını da davet ederek bana destek olabilirsiniz.
Gelecek Mektuplarda Neler Var?
Bir kitap, Maradona ve kişisel tarihimin sürprizli anılarından yola çıkarak, Napoli’nin damarlarında akan futbol kültürü
Amalfi sahilleri, Netflix’in Ripley dizisi ve limon yetiştirmek
Roma, Pantheon ve binaları okuyabilmek
Ünlü yazarların şehirlerinde gezmek ve yazmak
Masamız genişlemeye devam ediyor. Bir sonraki adım, bu mektupları daha kişisel, meraklı, derin kılmak. Okumak, düşünmek isteyen herkes hoş gelsin. İyi ki buradasınız.
Başka bir yerde görüşmek üzere,
Özge K.